Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail hükümetinin Gazze’deki insanları daha iyi korumak için önlemler alması gerektiğine karar verdi. Örneğin, İsrail soykırım çağrılarını engellemeli ve cezalandırmalıdır. Ayrıca Gazze’deki yaşam koşullarını iyileştirmek için “acil ve sert önlemler” almalıdır.

Buna ek olarak, olası yanlış davranışlara dair kanıt toplamak zorundadır. Dolayısıyla mahkeme İsrail’den Hamas’a karşı savaşı durdurmasını istemiyor.

UAD tüm tarafların uluslararası hukuka uyması gerektiğini vurgulamaktadır. Başkan Joan Donoghue, bu nedenle rehinelerin de “derhal ve koşulsuz olarak” serbest bırakılması gerektiğini söyledi.

İsrail Bilgi ve Dokümantasyon Merkezi (CIDI), İsrail’de yayınladığı bir yazıda X bu ara kararın İsrail’in soykırım yaptığı anlamına gelmediğini belirtmiştir. Mahkeme daha sonra İsrail’in Soykırım Sözleşmesini ihlal edip etmediğini değerlendirecek.

UAD kararları yasal olarak bağlayıcıdır. Ancak asıl soru İsrail’in önerilen tedbirleri alıp almayacağıdır.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu Cuma günü verdiği ilk yanıtta, diğer hususların yanı sıra, İsrail’in Gazze sakinlerini korumak ve onlara yardım etmek için her zaman elinden geleni yaptığını söyledi.

Netanyahu, “Hamas sivilleri canlı kalkan olarak kullansa bile, insani yardımı kolaylaştırmaya ve sivillerin acı çekmemesi için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.

Avrupa Komisyonu ve Avrupa Birliği dışişleri bakanı, AB’nin İsrail’in önerilen tedbirleri “tam, derhal ve etkili bir şekilde” uygulamasına güvendiğini belirtiyor.

Filistin Dışişleri Bakanı Riyad El Maliki, “Filistin, Uluslararası Adalet Divanı’nın kararını memnuniyetle karşılıyor” dedi. Maliki, mahkemenin “uluslararası hukuk ve insancıllığı” koruma konusunda açık bir taahhütte bulunduğuna inanıyor.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mahkemenin kararını “değerli bir karar” olarak değerlendiriyor. Erdoğan, İsrail’in bölgedeki saldırılarını en sert şekilde eleştirenlerden biri.

Uluslararası Af Örgütü ve Oxfam Novib gibi yardım kuruluşları da karara olumlu tepki verdi. Uluslararası Af Örgütü “tarihi bir andan”, Oxfam Novib ise “Gazze halkı için çok önemli bir günden” söz ediyor.

Médecins Sans Frontières gibi onlar da ateşkes çağrılarını yinelemektedirler. Buna ek olarak, her üçü de Hollanda’nın uluslararası hukuku destekleme konusundaki anayasal görevine işaret etmektedir.

Alt Meclis’in bir kısmı da görevden ayrılan kabinenin İsrail’i karara uymaya çağırması gerektiğine inanıyor. Örneğin Caspar Veldkamp (NSC) “Kabineyi İsrail’i mahkeme kararına uymaya çağırıyoruz” dedi.

Giden bakan Hanke Bruins Slot (Dışişleri) ilk cevabında kararın sonuçlarını inceleyeceğini söyledi.

Belçika çok daha sert. Başbakan Alexander De Croo tarafından X’te paylaşılan resmi yanıtta “İsrail’i mahkeme kararındaki geçici tedbirleri tam olarak uygulamaya çağırıyoruz” denildi.